Olabilir ağızda da bakteri var. Yapabileceğiniz en iyi şey önce kadın doğuma gitmek, kültür testiyle mantar mı bakteri mi bunun anlaşılması. Kadın doğum hekiminiz kültür sonucuna göre partnerinize ve belki size de beraber kullanacağınız bir tedavi verecek. Rahat olun tedavisi genelde 7-10 gün sürüyor maks. Sadece kültür şart çünkü "antibiyotik yutam geçsin" gibi değil net olarak mantar,bakteri veya başka etken mi diye ayrımının yapılması gerek. Ben khd doktoru değilim daha detayı onlardan öğrenirsiniz.

(bkz: candida diyeti)

Maalesef pamuklu ve ütülenmiş iç çamaşırı.
Bana doktor iç çamaşırsız uyumayı da önermişti. Vajinal bölge ıslak kalmayacak, duştan çıkınca havlu peçeteyle kurulanabilir.

eksisozluk.com

şu entry'de biraz bahsetmiştim. umarım işinize yarar.

-eskiden meydan kavşağındaki otobüs firmalarının önünden kalkıyordu.
-otogar
-deepo'nun karşısı
-tedaş kavşağı

7 lira filan olması lazım ama net hatırlamıyorum.

Nerden bindik hatırlamıyorum ama 15 dk ya da 30 dk da bir geçiyordu ve 7tlydi. Daha yeni bindim ben de.

biraz pahalı ama amerikan kültüre giden herkes memnun kaldı çevremde...

Iti ve British side

ispanak pisirebilirsin.
sebze kizartmasi yapabilirsin.

köfte yapabilirsin oldukça kolaydır. ızgaraya da atabilirsin. bulgur pilavı da kolaydır mesela. taze fasulye de. soslu baharatlı tavuk pişirebilirsin, yine tencerede et patates de olur. bunların hepsi düzenli pişer bizde.

Fırında kabak mücver.

Mantar sote falan.

kremalı soslu makarnalar çok güzel oluyor. ister sebzeleri soteler krema ile karıştırırsın ister tavuk et biraz da köri mis :) hem de çok kolay!

semiz otunu alıp, salatalık ile beraber doğrayıp üzerine sarımsaklı yoğurt oh mis :) yiyeceğin zaman üzerine de tereyağ yakabilirsin mesela biraz biberle.

yoğurtlu kabak mesela. kabağı dilimleyip yağda sotele. üzerine sarımsaklı yoğurt yine yağ yakabilirsin üzerine.

karpuz peynir ekmek ve üzüm peynir ekmek güzel alternatif bence :)

Patates ve sogani kup kup dograyip tavada kizartiyorum birlikte, patatesi once kizartiyosun biraz tabi, ustune pul biber tuz, kekik, sarimsak ohh
Makarnaya kup domates konserveyi bocalayip rende peynir ve pul biberle suslemece
Patlican kabak biber kizartip sarimsakli yogurtla yemece
Pismis kirmizi biber ve sogani domates ve beyaz peynirle karistirip salata seklinde yemek bu da cok iyi oluyo

sözlükte adolf hitler başlığı altında olması lazım.baya ayrintili ve uzundu.

eksisozluk.com

nietzsche okumadan buna kalkışırsan kör-topal kalır, okuduklarını alakasız yerlere bağlamaya meyyal olursun. mesela erdoğan'ı hitlere benzetmek gibi.

başka bir kitap daha söyliyeyim, hitleri doğuran toplum ve ülke şartlarının oluşumuna dair, ama türkçeye çevrilmemiş, ekitabını indirmiştim internetten:
peter gay - weimar culture

@dafaisss nietzsche konusunu biraz daha açabilir misin?

Nietzsche'nin nazilerle birlikte anılması tamamen bir yanlış anlama ve nietzsche'yi okumamaktan kaynaklanan bir durum. Basit bir yanlış anlama değil, oldukça vasat bir safsata. Çıkış noktası da nazilerin nietzsche'ye çarpıtılmış referanslar vermeleri (okumamaktan kaynaklanmasının sebebi bu çarpıtılmayla ilgili). Çıkışına sebep olacak felsefi altyapıyı anlamak (pietizmden sağ hegelciliğe ve heidegger'e) yıllar isteyen bir süreç olduğundan atlanabilir.

Mesele hitler'le ilgili değil, o sadece karizmatik otoriteye sahip bir lider. Bu otorite belki incelenebilir ancak onun dışındaki hitler incelemeleri popüler kültüre kayıyor. Bunun yerine daha nitelikli (sosyal olguyu inceleyen) eserlere bakmanı tavsiye ederim.

Hukuki/yasal sebeplerine bakmak istiyorsan (weimar anayasası üzerine tartışmalar da bunun içinde) schmitt-kelsen debate'ini arayabilirsin. Hukuki dayanağı, istisna halinin yaratılması, führerlik makamı hep bu büyük tartışma sonrası şekillenen egemenlik anlayışından kaynaklanıyor.

Sosyal sebepleri açısından junker kastı ile köylülüğün birleşmesinden doğan (Barrington Moore buna çavdar ile çeliğin evliliği diyor, demokrasi ve diktatörülüğün toplumsal kökenleri kitabının sonlarındaki almanya bahsini okuyabilirsin) (sosyolojik altyapısı için tarihsel sosyoloji alanında daha fazla literatür taramalısın) otoriteryen ve reaksiyoner toplumsal yapıyı incelemek gerekiyor. Frankfurt okulunun bu konuda çok güzel çalışmaları var, ancak ağır gelirler mi bilemiyorum (otoriteryen kişilik kitabı/çalışması doğrudan bu konuyla ilgili olduğundan ilk elden o okunabilir). Son olarak da rejime boyun eğme açısından arendt'in kötülüğün sıradanlığı kitabı önemli noktalara değiniyor.

Şu an aklıma daha fazla eser gelmedi. Ancak yukarıda arada verdiğim anahtar kelimeleri kullanarak daha çok kaynağa ulaşabilirsin.

edit: mural belge'nin militarist modernleşme diye bir kitabı vardı, tarihsel sosyoloji başlığı içinde. Çok nitelikli bir teorik eser değil ancak popüler kültürü kat kat aşar. Onun almanya bölümünü okuyabilirsin.

niçe'nin übermensch kavramı kulağına bir yerlerden çalınmıştır, bunu niçe isterdi veya istemezdi o işin dedikodusu, lakin o "ari ırk"a kaynaklık olarak devşirilebilecek bir fikirdi, ve öyle de oldu. ari cermen ırkını üretmeye çalıştılar, hani bu kadar politikayla haşır neşir olmuş adamlar illa ki niçe okumuşlardır.

hayriyetten aklıma geldi, bir de alman tarihçisi var oswald spengler, nazi partisine üye ve nazi, nasyonal sosyalist bir alman ama hitler karşıtı. o da besleyici olabilir, hitler'e dair okuyacaksan madem. reklam yapar gibi yazıyorum ama açıklayıcı yazarsam bunlarla ilgilenmeme ihtimalin de var, ben başlık şeklinde yazıyorum sen istersen arar bulursun.

hatta haddimi aşıp ukalalık edeyim, sen hitler'de temerküz eden bir okumayı boşver, evvela bu işaretlediğim yerlerden gel, sonra hitler'e gelirsin. hitler'in bu kadar kötüleştirilmesi bir numara, iyidir hoştur demiyorum tabi, ama öyle bir anlatılıyor ki sinemada edebiyatta ajitasyonudur soykırımın bilmemne anlat anlat bitmedi, siyasetçileri muhaliflerin hitlere benzeterek kötüleştirmesidir bu da yalapşap yüzeysel bir bakış açısı, günah keçisi gibi bişey olmuş, o kadar şahsi ilgiye şayan bir özelliği olduğunu düşünmüyorum.

bir de diğerlerini önemsizleştiren tavsiye, hitler'e dair okuyacaksan solculardan okuma, yani bizim solcuları kastediyorum, yoksa fransız sosyalistleri okunur mu okunmaz mı bilemem. entelektüel düzeyleri hitler'i "pure evil" ilan edip, bizdeki yöneticilerin kafalarındaki bu şablona oturtarak, kendilerini kurtarıcı-saf iyi konumuna koyarak bir arınma ritüelinden ibaret. dikkate almaya değmez.

bu konu kafamı açtı iyi ki sormuşsun ve denk gelmişim sorduğun soruya :)

hitler sonrası dönemi okumak da fena olmayabilir, hani nasyonal-sosyalist parti'ye ülkenin gelişi, ve gidişinden sonrası. oswald spengler hitler-karşıtı bir nazi demiştim ya, onun tersi konumunda nazilerden kaçanlardan mesela, hani böylesi dört başı mamur bir okuma olur. herbert marcuse mesela.

lan iyi fikir aslında bunlardan henüz temas etmediklerimi eksik gördüklerimi şu ara ben de okumaya devam edebilirim ^^

sonra şu ulrike meinhof kimmiş ne imiş, hani nazilerin ürettiği disiplinli-alman karakterinden nasıl bir sistem-muhalifi çıkıyora dair.

İkisi de değil. Ama tarihin ataması sanat tarihine göre Bi tık daha az zor.

Ama tekrar ediyorum ikisi de değil.

sanat tarihinin atamasının tarihten daha fazla olduğunu iddia eden arkadaş aşırı yanılıyor.

sanat tarihi öğretmenliği filan diye bir şey dahi yok. tarih okursa en azından formasyon filan alır kurtarır. üniversiteler sanat tarihi bölümüne formasyon kontenjanı ayırmıyor bile millet imza toplayarak yapıyor bu işleri. demem o ki sanat tarihi ile ilgili bir ilgisi yok ise çocuğu tarihçi yapın. 1-öğretmenlik şansı olur 2-özel ders filan verebilir belki 3- zibilyon tarih bölümü var üniversitelerde akademik şansı bir tık daha fazla olur.

bu arada söylediklerimi sen çok ciddiye al bak. ben hakkaten çok içinden, taaa derinlerden konuşuyorum sana. daha fazla bilgi için yeşillendiriniz...

Tarih mezunu biri olarak söylüyorum, okumasın. Atama yok bir kere. Özellerde iş bulabilir mi, bulur ama o da çok zor. Okuduğu bölüm dışında iş yapması olası ki çevremde çok var öyle.

İlla okumak istiyorsa, tarihe ilgisi varsa seneye açıköğretimden okusun.

@kam davulu
Dikkatli oku lütfen yukarıda yazdığımı :)

kam davulu +1
tarih ataması sanat tarihinden bir tık zorsa kapatalım dükkanı. neredeyse her üni'de tarih bölümü var. sanat tarihi okusa tek şansı kültür bakanlığı sanırım o da kadro açarsa.
eğer olay para eden bölümse, sosyal hizmetler olur, 2 yıllıklardan adalet myö olur. ille tarihi bir şeyler yapacaksa restorasyon konservasyon okusun.

kişiye bağlı tarih öğretmenliği terk ve sanat bölümü okumuş biri olarak daha çok para kazanıyorum atanmak için bi tarafımı yırtmadım.
eğer girişkense sanat tarihi mezunu olup galerilerde çalısabilir. müzelerde çalışabilir. daha yeni 100tane memur alındı. pek çok şey yapabilir, kültür alanında çalışmak istiyorsa... ama diğer türlü iki bölüm de tırt. sanat karşı ilgisi hiç yoksa, 5 tane ressam ya da heykeltras sayamıyorsa gelmese daha iyi. çünkü benim hep ilgim vardı bu konulara. o yüzden bir şey oldu olduysa eğer.

sanat tarihi+1

Arkadaş hiçbirinizin mi okuması yok? Gözünüzle okuyun şurayı ya.
"İkisi de değil. Ama tarihin ataması sanat tarihine göre Bi tık daha AZ zor." demişim.
Okuduğumuzu anlayalım.

Yazarsanız eğer bir de ekşisözlük iş ağı başlığına yazın isterseniz. Daha çok kişiye ulaşabilirsiniz sanki.

var

varım

1) Eve girerken soğuk ve karanlık olduğunu bilerek kontrat yaptıysan sözleşmeyi haklı sebeple fesh edemezsin.

2) kanuna göre aynı koşullar altında başka bir kiracı bulabilecek 'uygun bir süre için' kira vermeye devam edersin. Ama yargıtay makul bir süreyi yeni bir kiracı bulana kadar olan süre olarak değerlendiriyor.

3) hemen kiraya tutacak başka biri bulursan sorumluluktan kurtulursun.

öyle bir şey yok. resmi bir süresi var sadece (2 ay diye hatırlıyorum), o süre kadar önce haber verip sebep göstermeksizin çıkabilirsin. noterden teyit ettir haber verdiğin tarihi. istiyorsa mahkemeye gitsin, bir de avukatlık ücreti çakarsın ev sahibine.

Sanki burda okumuştum. Aynısı birisinin başına gelmişti ve o da evin nem değerini ölçtürüp sağlığını kötü etkiliyor diye bi rapor mu almıştı öyle bişey olmuştu sanki. Yanlış hatırlıyor olabilirim ama böyle bişey olur mu diye bi bak hocam.

Ben eve girerken kisti ve evde kalorifer yaniyordu. Yanindaki agaclar da gunesi o kadar etkilemiyordu. Bana evi gosterirken evin en cok gunes aldigi saati tercih etmisti. Evde kalorifer yanmadigi zaman cok soguk oluyor. Gece hala elektirikli soba yakiyorum.
2 aylik kira konusu icimi cok rahatlatti. Tesekkurler..

sağlığına zararlı olduğunu kantlaman lazım. yoksa şubata kadar olan kirayı vermek zorundasın.

Kontratta yazan 'kiraci kiralanani bosaltmadan 1 ay once haber vermelidir.' ibaresi bana yardimci olur mu?

2 ay konusu tamamen sallama, kesinlikle inanma. kontrat bitmeden 15 gun once haber verip cikabilirsin sadece. Onun haricinde kontrat suresi bitmeden evi tahliye edemezsin, ev sahibi gayet geri kalan kiralari ister. Senin durumunda su ozellik var, evde kusur oldugunu one surersiniz, bunu da noter yoluyla yapmaniz dogru olur sanirim, mahkemeye verir ise elinizde kanit olmasi acisindan.
emlakkulisi.com

Dümdüz çık ve hiçbir şey ödeme, blöf yapıyorlar, gidip de mahkemeye verme süreçleri ile uğraşmazlar. Mahkeme uzun ve sözleşmede yazandan farklı bir karar verilme ihtimali de var, ayrıca avukat, mahkeme masrafı derken bu işe kalkışamazlar, rahat ol, bahsettiğin sebepler ciddi sağlık durumu.

evet iki ay diye bir durum yok. buna benzer bir durum benim de başıma gelmişti. ev sahibi çıkamazsın demişti. biz de sahibinden.com'a ilan verip birini bulmak zorunda kaldık. o girdi biz ancak öyle çıkabildik. ev sahibine karşı alttan almayı denesen biraz? çok mu anlaşılmaz biri?

@pheno

borclar kanunu bunu soyluyor, evden cikarsan sonuc ne olur bilemem ama sana dava acma hakki kazaniyor. Dedigin gibi dava acmayabilir ( bence de kesinlikle acmaz ) ama bu ona dava acma hakki olmayacagi gercegini degistirmez.

Tekrar sormak istiyorum. Kontratta 'kiraci kiralanani bosaltmadan 1 ay once ev sahibine haber verir.' ibaresi anlamsiz mi? O ibare neden var ki o zaman?

Ben olsam meraktan yanıt verirdim. Bunlar senin hatan değil, senin suçlanman söz konusu bile değil. Amerikalılar öyle her yerde at koşturamazlar. Sana diyeceği tek şey kusura bakma olur. Yolladıklarını siliyorum dersin, onun da içi rahat eder. Adam denizciyse karısına özlem duyuyordur, engellersen onun önünü kapatmış olursun. Bu arada dolandırıcılara dikkat et. Para isteme, telefon numarası isteme durumu oluşursa verme hiçbir bilgini.

ben olsam cevap verirdim, hatta becerebilirsem arkadaş olurdum adamla haha. amarigan illerinde bahriyeli olması ruh hastası bir robot olduğu anlamına gelmiyor, adam eşine atacağı mail'i yanlışlıkla sana atmış diye kimse peşine takılmaz bence. kaldı ki şu var: eğer peşine takılacak olsa, eşinin mail'leri almadığını fark ettiğinde senin peşine düşmez mi? sonuçta adam bu mail'leri asla geri dönüş almayacağını bildiği eski sevgilisine değil, eşine yazıyor. ilk görüştüklerinde "yok gı gelmedi bana bi şey" dedikleri zaman adam kontrol edecek, bakacak nereye gittiğine. yani öyle "buna gizli bilgilerim ulaştı!1!!" diye coşacak olsa, o zaman da bulur zaten seni, hani o kadar yetkili biriyse. ben hiç zannetmiyorum böyle bi şey olacağını.

dayı yanlış yere atıyon yav deyiver.

suçlanman gayet söz konusu eğer cevap verirsen, başkasının kimliğini kullanmış oluyorsun. cevap vermezsen ya da söylersen bir şey olmaz tabii.

neyse belirt, yanlış kişiye atıyorsunuz diye. sorry derler.

geçenlerde bir entry vardı. elemanlar amerika'lı general vs fotosunu kullanıp bayanları kekliyorlarmış ben usa ordusunda rütbeli askerim diye. o türden birşey olmasın?

@vayezikhan yok öyle bir şey değil. bildiğin gerçek insanlar. google +'dan gördüm. kızları filan var. benden bir şey istedikleri filan da yok zaten. maillerin başkasına gittiğini fark etmiyorlar bile. nereden baksan 3 yıldır geliyor mailler.

Dear sir,

you have been sending emails to a wrong adress.

sincerely.


bukaaa.

@kurnaz, dalga mı geçiyorsun? ingilizce bir kadın ismiyle mail almak nasıl başkasının kimliğini kullanmak oluyor? o zaman ben de benim ismimle mail adresi alanlara dava açayım?

olum mail at tabi lan deli misin?

@ dedim dedim de kime dedim

tavsiye için teşekkür ederim de biraz daha kibar olsanız?

azizim, bi ceyran-ı postayı sevk ile tedarik-i mahsusa eyleseniz şayet dimağ-ı cüstide yeller mi raks etmekte?

yahu at tabi ki, bu da sorulur mu?

adam belki senin bunu haber vermemen yüzünden eşinden ayrılacak.

ne sorumsuzmussunuz , pes.

oha, 3 yıldır geliyormuş, size ne dense az. arkadaşım olsanız en hafif söyleyeceğim sey " malın önde gideni" okurdu, iyi ki degilmissiniz.

@scars dont fade yanlış mail atması nasıl benim sorumsuzluğuma bağlandı anlamadım. onu geçtim "adam eşinden cevap maili gelmedi diye ayrılabilir" kafası nasıl bir kafadır anlamadım pes...

@ scars dont fade en basit anlatımıyla söyleyeyim sizin gibi bir dili olan kişi yanıma yaklaşamazdı.
bi-idrak...

@kam davulu,

bu kibarlık beklentisi nedir yahu? adam haklı. siz bu durumu, yani yanlış mail olayının farkına varıp o kişiye bunu bildirme kibarlığını dahi yapmıyorsunuz, o adam belkide sizin yüzünüzden kavga etti, sizin kibarlık yapıp bu hatasının farkına varıp uyarmamamnız yüzünden.

bu kadar titiz iseniz, niye mesaj atmadınız? sizin gibi bakış açısı olan biri yanıma yaklaşamazdı.

bi-idrak.

@kurnaz

mail atmamamın nedenini adamın navy uzantılı adresten mail atması olarak açıklamıştım. durduk yere usa navy mail sistemine girmek istememem gayet açıklanabilir bir durum. anlamadığınız için bir türlü tekrar söyleyeyim.

kibarlık beklentisi gayet kibar olmam ve insan olmam sebebiyle. keşke biraz siz de olsanız. bakış açınız muhteşemdi zaten. amerikada 3435363636 kişide olabilecek bir isimle mail adresi aldığım için kimlik hırsızlığına filan götürdünüz olayı. zaten size cevap başkası tarafından verildi.

bi-idrak olma durumu tam da siz ve sizin gibilere göre. okuduğunu anlamadan abuklayanlar için yani...

neyse gene de yazan herkese teşekkür ederim. sanırım birkaç defa daha mail gelirse artık navy filan demeden gözü karartıp mail atarım.

bana birkaç hafta/ay böyle mail gelse, hatta başkasına gönderildiğinden emin olduğum(spam olmadığını düşündüğüm) tek bir mail olsa cevap yazarım herhalde. 3 yıl çok olmuş. Şimdiden sonra yazsan da garip kaçabilir, yazmasan da bi garip... Cevap yazarsan da istersen "çok eski mailim, çok nadir bakıyorum" gibisinden bir şeyler de bari.

@rodriguez2 üç yıldır geliyor evet biraz uzun bir zaman oldu. ama çok sık da değiller. yani bu süre içerisinde baktım şimdi 6 tane mail gelmiş bugün gelen dahil olmak üzere. dediğim gibi navy uzantılı olmasa şimdiye karar kibarlıkla uyarmıştım ama bir çekindim neden bilmem.

tabi ki senin suçun değil, tabi ki cevap vermek zorunda değilsin ama sonuçta kısacık bir epostayla bunu çözebilirdin ve gayet güzel olurdu.

ayrıca şu durduk yere usa navy mail sistemine girmek istememen nasıl gayet açıklanabilir bir durum merak ettim

www.youtube.com

@ azizakin :)

bazı konularda aşırı titiz olduğum doğrudur yapı gereği. mantıklı gelir ya da gelmez bilemem onu ama ben de pimpirikli bir tipim ne yapalım?... :)

işte pimpiriklisin, titizsin ya da uuyusuksun, vurdumduymazsin, ya da başka bir şeyin, bu izlediğim kusur icin mazeret degil. biz de zaten bu yüzden sana sitem edip laf cakiyoruz.

su yaptığının bende uyandırdığı duygu, "sokakta dayak yiyen kadin ya da yerdeki nüfus cüzdanını görüp 'aman bana ne yahu'" demene benzer olurdu.

@ scars dont fade
ağzınızdan çıkan hiçbir kelime yapıcı değil ve hepsi açıkçası beni rahatsız ediyor. hakaretamiz hepsi ki bu hak sizde yok bu sebeple susarsanız memnun olurum.

durumu izah eden bir mail at, bir şey olmaz merak etme. lanet olası federaller düşmez peşine :)

Bence bu işte bir karışıklık var. Eşine maille bilgi gönderen birinin 3 yıl icinde sadece 6 mail atması tuhaf. 6 mail de onemli maillerse, sifreler falan, eşinin bana mailler gelmiyor dememis olması, kontrol etmemiş olmaları va adamin mail gondermeye devam ediyor olması tuhaf. Bildirebilirsin tabii ki, bildirmeliydin hatta ama yine de bence bir tuhaflık var.

iyi midir bilmem ama altus var benim bildiğim o fiyatlar arasında buzdolabı satan. fena olmadığını söylüyordu yazlık komşumuz.

Maltepe carrefourdan hotpoint ariston aldım. muhteşem çıktı nazar değmesin, tavsiye ederim. linkini bulursam atayım. 1300 e aldım ben.

hakim oynayin dedi +1 bizimki de çok iyi çıktı.

altus arçelik'in markası zaten ama daha uygun fiyatlı, onda da servis sıkıntısı olmaz. arçelik bakıyor. hotpoint'i bilemiyorum.

annem spotçudan defolu samsung aldı. 3000 tl.lık buzdolabı, dondurucusu altta olanlardan, inox. kapağında nohut kadar iki ezik var, 1300'e aldı. eziklere magnet yapıştırdık. anam çok memnun.

ama samsung beyaz eşyada sorun olursa servisi bayağı sıkıntılı aman diyeyim. arkadaş çamaşır makinesi aldığı, bin pişman oldu servis yüzünden.

@hakim oynayin dedi link varsa ya da modelini yazarsanız çok sevinirim.
Diğer arkadaşlar çok tesekkur ederim değerli yorumlarınızı için.

one night stand olarak bakmış olabilir mi?

beklentin nedir bilmiyorum ama bu adam şinanay. görüşme, görüşmek için de adım atma. boşver.

ararsa senindir, aramazsa zaten...

Net bir plan yapılmamış. İşi varsa mesaj atıp "bugün sevişmiyoruz, haberin olsun" diyecek hali yok. Senin isteğin varsa iletişime geçersin.

Hiç arama. Görüşseydiniz sana ulaşırdı zaten. Madem sevmiyorsun bu tarz insanları, muhatap da olma.

Sürekli ilk adimi atan ben gibiyim. Daha önce hic basima gelmemisti. Genelde bir hafta içinde hemen güzel bir aksam plani ile görüşme ayarlamak isterdi karşımdaki kisiler. Adami arayınca gorusmek isteyince okey ama diger turlu umrunda degil gibi.

seviştikten sonra görüşürüz salı günü için haberleşiriz vs diyip de aramadıysa one night stand dir. tabi öküzoğlu öküz olmayıp bunu sana söylemesi gerekirdi.

*Piç adam wins*
*Fatality*

Herkesi peşinde koştururken, ya da en azından kimseye adım atmayıp erkeklerin sana adım atmasını beklerken bu adam olayı tersine çevirmiş. Şimdi sen de hırs yapmışsın.

Belki seni tamamen teslim almak, yatakta istediğini yaptırmak planı var, belki de o herkesin beğendiği pompei'yi o beğenmedi, zevk almadı. Her halükarda istediğini aldı, şu an onu düşünüyorsun.

Fuckbuddy üstü bir beklentin olmasın o zaman.

Hahahaha. Sevmiyorum böyle adamları demiş bide hahahaha. Leş olduğunu düşünüyor. Çakmış geçmiş

Gündelik takılan bir tip heralde. O anın heyecanıyla plan programa düşmüş sonra sallamamış. Ciddi ilişki düşünüyorsan olmaz, bana kalırsa darlama. 1 hafta sonra filan yazıp arada buluşup takılabilirsin.

@yirmisantim

Adamın pek benim onu düşünmemle tatmin olacağını sanmıyorum. Yabancı yerli oldukça geniş bir çevresi var istda.

Düzenli seks ayarlamak için vakit bulamıyordu bunun icin kasacak biri de degildi. Ben sorunsuz tripsiz istediğinde sevisebileceği biri idim. Ben de bunu anlamıyorum.

açtığın duyurulara bakım paso erkek muhabbeti ona buna yazma vs. amacın zaten sevişmek belliki. bırak aramasın başkasıyla sevişirsin en kötü sıkıntı yok bence dert etme...

vay amk

Salla gitsin, hiç uğraşma.

@sarlatan

Bu hesabimi buisler icin kullanıyorum. Boyle sorulari sorabilecegim daha uygun bir ortam bilmiyorum.

Sadece bunlara kafa bulan bos biri olsa idim sevisecek boyle birilerini bulamazdim sanırım.

Ayrıca suana kadar 1 sevgili sorusu, sonrasinda bir garsona yazayim mi diye sempatik bir soru, sonrasinda da iki adamdan hangisi demisim. Cok sıkıntılı bir durum göremiyorum.

İyi de değildi diyorsun ne diye üstünde durdun anlamadım. Cinsellik beklentin bile olmamalı görüşündeyim. Ha o kişiye gelince bir ara boşta kalınca arar elbet.

eksimarkette ilan aç bunlardan daha iyi bulursun bence.

sen ercüment çözer'in fuckbuddy'si dj şaheser olmuşsun ama haberin yok.

sen aradığında ulaşamadığın, ancak o istediği zaman buluşulan...

@sour
Super bakis açısı. Cidden haklı olabilirsin.

boşver.

Sevişmek istiyorsan gel de. İstemiyorsan o istediğinde geleyim der. Yani aslında basit matematik.

bence sen "Fuckbody likten ötesini düşünmüyorum" derken kendini kandırıyor gibisin. öyle olmasa sallamazdın bence ve bu kadar üzerinde düşünmezdin. tam da "sevmiyorum böyle insanları" dediğin birini hayatına sokmuş olman sence normal mi? bunun altında yatan derin bir neden yok mu sence? beğenilme? onay? sevilme arzusu? kabul? vs...

derin psikolojik çözümlemeler içerisinde girmek istemem haddim değil ama sanki sen biraz bu olay üzerinde düşünsen iyi olacak gibi.

fakbadilikten ötesini düşünmüyorum ama seviştikten sonra arasın ?
Seviştikten sonra arasa bu sefer de seviştik peşimi bırakıyor yaaa ne yapsam diye soracaktınız soruyu galiba.

En iyisini yapmış erkektir.

fb likten fazlasını düşünmeyen bu kadar dert etmez, adamın işi çıkmıştır canı istememiştir bir şey olmuştur falan filan. çok istiyorsan görmek sen dürtersin olursa olur olmazsa olmaz zaten.

@kam davulu

Fuckbodylik sadece "saat 8 de bende ol bye" demek değildir. Sevismek icin gorusmek ve bu vakitte bazen birseyleri de paylaşmak demektir.

Hayalkırıklığına uğradım biraz çünkü tek gecelik sevmiyorum. Kabul onaydan öte düzenli sevişebileceğim biri edasi ile girmistim ve bunu da ona hissettirdim sanıyorum.

Sevmiyorum böyle insanlari derken kibirli, kendini begenmis, kendini bulunmaz hint kumasi sanan, sevistik diye kiz bana aşık olacak zannedip triplere giren kisileri kastermek istemiştim.

Tabi dediklerinizi düşünürüm.

Görüşelim sali da bulusalim fln demese üzerine dusunmezdim.

Ayrıca yeni birini aramaktansa bildik tanidik insan uzerine biraz düşünmek daha kolay geliyor evet.

Bir yazar mesaj atmis merak ettim seni ceken neydi, neden onunla ilgileniyorsun diye?

Ona yazdıgim cevabi buraya da yazmak istedim.

"Rahatlığı. Kadin erkek esitligi kafasinda olmasi. Bunu sozlerinde degil hayatinda gorebilmem. Ki sozlere itimatim sifirdir Fuckbodye caktim olarak bakmamasi. Sayabilirim daha."

Fuckbody de olsa belki bir kafa yapısı şart. Oyuzdendir koyverip önüme bakmamam. Kolay olmuyor iyi düşünen insan bulmak.

Salı günü şu saatte görüşelim desem o da bana "ya salı bakarız ne acelesi var" diye cevap verse ben bir daha rahatsiz etmem.

Seksten 5 dakika sonra konuşulan şeylerde çok da gerçeklik payı aramamak lazım.

iyide o işler öyle olmuyo işte.

bulunmaz hint kumaşı olduğunu düşünmüyor, fb durumu söz konusu olduğunda karşısındaki kişinin ona bağlanmasını istemiyordur. kasınçlı durum :)

"hop" diye mesaj at, cevap vermezse yoluna gidersin. "bugün görüşüyor muyuz" biraz ciddili duruyor, azıcık geyik olursan karşıdaki rahatlar sen de ne olup bittiğini anlarsın.

Beğenmemiştir belki de sizi, o esnada "bir daha görüşmeyelim cnm" diyememiştir doğal olarak.

Bir de fuckbody değil fuckbuddy olacak o.

erkektir.

zavallısınız!

Sorun çözüldü. Bir hey dedim ordan gerisi geldi.

Sanırım @sour'un dediği gibi benim sevistikten sonra istemediğim için konuşuruz ya fln dediğimi düşündü. Teşekkür ederim bütün cevaplar için.

Bukadar garip cevaptan satır aralarını da okuyarak doğru cevabi veren @sour'a teşekkürler.

1 aydir düzenli giden bir hayatımız var. Daha da gidecek gibi duruyor. Herşey yolunda.

markanıza güvenip bir saat aldık,arkasında durmanız lazım. yenisini talep ediyorum de

saat&saat genel müdürlüğü ile irtibat kur bence. sonra da twitter'dan filan yaz. twitter'dan şikayet etmek her zaman işime yaradı. hatta tüketicihaklari filan diye bir hesap olmalı onu da tagle filan. en son çare fossil'e ulaşırsın.

böyle de bir sey varmış;

Kasım 2014'te 4822 sayılı eski kanun değişti, ve ayıplı mal tanımını genişleten yeni 6052 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu yasalaştı..

Buna göre;

"Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması halinde malın; a) Garanti süresi içinde tekrar arızalanması," ..... "tüketici malın bedel iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya imkan varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir"

Ki aslında buna gerek bile yok. Madde 8'de ayıplı malın tanımı var:

"...muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir."

Madde 10'da ayıplı mal satışının süresinin 6 ay olduğu da açıkça belirtilmiş:

"(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz."

Madde 11'de de ayıplı mal ile karşılaşan tüketicinin hakları belirlenmiş:

MADDE 11 – (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Şimdi siz bir şekilde onarım hakkınızı kullanmışsınız. Madde 56'da ona da atıfta bulunuyor, eğer tekrar arızalanırsa Madde 11'deki seçim haklarınız geçerlidir diyor:

(3) Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

wilfred izlesene :)
dizipub.com

icinde hafif bir referans tutkunu varsa community. ilk sezonlar gayet eglencelidir.

heçmiş olsun, shameless a bakabilirsin, güler güler geçersin :)

Geçmiş olsun. Modern family izle. Kırar geçirir seni.

Shameless'ı izledim :(

bakacağım dediklerinize, hala öneri alabilirim ^^ aslında film olsa daha iyi olur sanırım, dizi beni iyileşince de bağlar sezonları bitiresim gelir falan :D

night manager izle. 6 bölümlük dizi.

my name is earl izle. geçmiş olsun.

Black Books

geçmiş olsun.
ben her şey çok güzel olacak açtım izliyorum, sen de izle.
keyifli baya

Ben beğendim valla kendi numarama uygun bulsam erkek halimle alırım :)

Ben kendime almazdım büyük ihtimalle çünkü benim zevkim değil. Ama yolda yürürken başkasının ayağında görsem hoşuma giderdi kesin.

Ben çok beğendim. Ben genelde spor ayakkabıda daha canlı renkleri tercih ediyorum ama şu sıralar tam da bunun gibi açık renk kıyafetlerle güzel gidecek bir ayakkabı almayı planlıyordum ve aklımda tam olarak bu tonlar vardı.

olsun.

zx serisi iyidir. 80'lerin koşu ayakkabılarından esinlenilmiş hem kadın hem erkek için adidasın ikonik ayakkabılarından birisi. rengi de süper. güle güle giy.

Beğendim ben.

güzel bence

Güzelmiş.

ben beğenmedim. modeli sevmedim. alma bence. daha kibar bir şeyler baksan?

kundurama 3 çizgi çeksem daha güzel olur, 10 lira daha var 4 çizgilisini al

Son iki cevaba kadar iyi gidiyorduk gayet :)

İyi iyi gayet güzel. Güle güle giy.

güzelmiş.

her şey o bebeği kucağına aldığın an başlayacak... diyor klişeler, bence sorun yok.

kimse doğmamış çocuguna sevgi hissetmez zaten. kanı canlı bi dünyaya gelsin bi eline al, bi emzir falan... normal yani bi sıkıntı yok.

ya ama bazı hamileleri görüyorum baya baya sevgi hissediyorlar. benim alışveriş yapmak için bile hevesim yok daha hiçbir kıyafetini fln almadım. sadece bebek arabası aldık o kadar. o da daha sonra yürümekte zorlanırım diye geçen hafta aldık.

seni kadınlar kulubune alalım bence :)

doğunca değişir herşey.

kimsenin ne hissettiğini bilemeyiz. emin ol birçok kişi "yapmaya mecbur olduğu" için öyle. öyle görünmek zorunda. ha bu demek degil ki gerçekten heyecanlı vs olanlar yok, o da vardır elbette.

ama senin durumunda bir anormallik yok.

mümkün olduğunca normal doğumu tercih et..

Ben şeyi merak ettim şimdi, bu bebeğini doğduktan sonra öldüren veya terk eden anneler normal doğum yapmıyor mu? Kucaklarına almıyorlar mı?

Bence alakası yok doğumla. En azından denildiği kadar yok.

normal doğum kesinlikle düşünmüyorum

şu aşamada bol bol onu düşünmeye odaklanabilirsiniz, bebeğinizle nasıl bağ kuracağınızı, onunla neler yapmak istediğinizi, onun nasıl bir bebek/insan olacağını hayal edebilirsiniz, eşinizle planlarınızı daha çok konuşabilirsiniz. içinizdeki duygulara ulaşmak için bir günlük tutabilirsiniz, ileride güzel bir anı olur hem de. belki kaybetme korkusu, belki başka bir sıkıntı, belki duygularını çok açık yaşamayan bir karakteriniz olduğu için heyecanlanmıyorsunuzdur. annelik korkutucu bir şey bence, fedakarlık, sorumluluk isteyen, size muhtaç bir canlıya hayat vereceksiniz, insan belki de bunun ağırlığından bile donuklaşabilir. ama doğumun yaratacağı süreç, bebeği kucağınıza almak bir çok şeyi değiştirecektir bence. anne değilim, o yüzden çok beylik laflar gibi gelebilir ama. çocuğa dair duygusal yatırımlarınız olması, doğumdan sonraki anne-bebek bağını da etkileyen bir şey, o yüzden kendinizi diğerleriyle kıyaslamak ya da suçlamak yerine korkularınıza, heyecanlarınıza, umutlarınıza, hayallerinize, kısaca duygularınıza ulaşmaya çalışın.

ben inanmıyorum zaten "ana rahmine düştüğü an bir sevgi seli kapladı içimi" veya "o tekmeleri hissetmek var ya muazzam"cılara. klişeler bunlar. pamuk prenses masalları gibi 'öğretilmiş' 'olması gereken' 'normal' yanılsamaları. takma kafana. bebeğin doğduğunda kimseye benzemeyen sta isimli bir anne olacaksın, varsın hissettiklerin de tepkilerinde 'sta' gibi kimseciklere benzemesin.

allah sağlık versin
sevgiler

bi tanıdığım söylemişti, ne hamileyken ne doğduğunda hissetmiş. birkaç ay sonra sevmeye başlamış, ayırdına varmış falan.

benim de bir tanıdığım söylemişti. bebek tepki vermeye başlayınca, gülümseyince falan hissetmeye başlamış. bozmayın moralinizi. bakın siz de burada yazıyorsunuz ama etrafınıza söylüyo musunuz ben sevemedim bu bebeği diye. bu yüzden bir şey hissetmiyorum diyen anneleri duyuyoruz ama bu olmadığı anlamına gelmez.

www.5harfliler.com

bu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.

çok yakın arkadaşım bebek doğduktan aşağı yukarı 1 sene sonra onu kabullenebildiğini söylemişti. çocuk da sever sevgi dolu bir insandır da. çok şaşırmıştım o yüzden.

Bebeği kucağına alınca +1

for show that I wasnt procastinating

To prove that I wasn't procrastinating

to prove - kanıtlamak için anlamı verir. kanıtlamak anlamı katmak istiyorsanız +1 baldur2
ama göstermek istiyorum diyecekseniz;
To show him/her/you/them that I wasn't procrastinating daha uygun olur, doğru demişsiniz bence.

procastinating daha cok "erteleme vs" gibi durumlara uyuyor. Yani isten kacmanin bir versiyonu.

Bunun yerine "workshy" daha uygun gibi.. "I am not workshy"

hepsi aynı .ok. ertesi gün hapı dediğin zaten konsantre doğum kontrol hapı. al birini gitsin. beklemeyin. hemen alın içsin. bir dahaki sefere dikkatli olun çünkü bir yıl içerisinde çoklu kullanımı tavsiye etmiyorlar ertesi gün hapı için. kadının dengesini öpüyor çünkü. bunun dışında sürekli beraberseniz yani uzak mesafe ilişkisi filan yoksa aranızda sevgilin doğum kontrol hapı kullansın. en garanti yöntem o. ;)

Madem çok seviyorsun evlenme teklifi et gitsin.

Dogdugu gunun gazatesini hediye et.

bana bir doğum günümde yalancı kitaplardan gelmişti. ahşap üzerine hangi kitabın ismini yazdırmak isterseniz yazılıyor, içi de boş istediğini koyuyorsun filan. benimkinde küçük prensin ilk basımının kapağı var.:) aldığım en güzel hediyelerdendir. onun sevdiği bir şeyi kapağına çizdirirsin.

şöyle bir şey: www.annelergunuhediyeleri.gen.tr

zara olabilir. "lc waikiki daha ucuz ne zara'si kardesim" diyenler olur, waikiki defacto falan da giymeyiver pls.

ayakkabida riske girme nike air max giyme ilk gunden de bi bakarsin millete gore gevsetirsin belki. www.polyvore.com boyle bisi ideal mesela

valla kurumsal olarak tariflenen yer için "nike airmax giyme" tavsiyesi bana çok fantastik geldi ne yalan söyleyeyim.

şimdi sürekli takım elbise ile işe giden birinin eşi olarak bildiriyorum:
- klasik tarzda ayakkabılar için flo'ya bak. ucuz oluyor ve aralardan güzel modeller çıkıyor. mesela derimod'dan neredeyse alacağımız bir modelin aynı kalıbının deri olmayanını derimod'un 3'te 1 fiyatına almıştık.
-pantolon ve ceket kombinasyonları için h&m. kesimleri fit. fiyatı makul. diğer klasik markaları yazmıyorum zaten.
-gömlek için, klasik markaların kampanyaları oluyor muhakkak bir dolaş avm'de vitrinde yazar. 3 alana 2 bedava tarzı. ama ütülenme ve leke tutmaması konusunda h&m üzerine tanımıyorum. aşırı kolay ütüleniyor.

benden bu kadar :)

nereden burs alıyorsun? devlet ise sorun olabilir. özel vakıflar vb ise sorun etmiyor bir çoğu. hatta çalışmayı destekleyenleri bile var. bence isimsiz olarak burs aldığın yeri ara ya da yanlış isim ver rahat edeceksen ve direkt sor. en temiz bilgiyi o şekilde alırsın.

Devlet

sorun olabilir. ara dediğim gibi.

üniversite havuzlarını ara oralarda veriliyor. ben de boyun rahatsızlığım için teknik öğrenmek istedim bizim üniversitenin havuzunda besyolular var onlardan aldım. 80 tl idi saat ücreti. tabi ben ankara'dayım istanbul'u bilmem fiyat olarak ama üniveriste havuzu işe yarar.

1,2,3,4- apastyle kullaniyorum direk. Bizim okul oyle istiyordu. Internette apastyle generatorler var, o hallediyordu

Hepsinde APA kullan eğer okul kabul ediyorsa. Yoksa okul ne istiyorsa o şekilde yapmak zorundasın.

bizde her hoca farklı stil istiyor. örneğin benim tez hocamın danışmanlık yaptığı eski tezlerde dipnot yukarıdaki gibi verilmişti onu kullandım ben de. belli bir stil yok kısacası.

mesaj attım. döner herhalde.

kıyafete karışmaz kimse, rahat olun.

kimse karışmaz ama az formal olmakta yarar var bence. ben kendim bizzat "kendimce" temiz düzgün moda tabiriyle spor şık gittim bir defa sonra kendimi çok kötü hissettim etraftakileri görünce. o sebeple takım elbise kravat tuvalet olmasa da formal olmanızda yarar var der kam kulunuz :)

iyi eğlenceler :)

biz yaptık evdeki eşyalar için. 100 bin lira olması lazım bedeli sigortanın. 150 lira gibi komik bir rakama yaptırdık.bilmiyorum neden az kişi yaptırıyor ama biz her yıl yeniletiyoruz.

Biz de yaptırıyoruz. Eve geçenlerde su bastığında sırf koltukların ayaklarına su geldi, hafif aşındı ve kullanım değeri azaldı diye onların da parasını aldık.

Sigorta konusu bilinç konusu. İnsanlar genellikle başlarına bir iş gelmeden bu tür olaylara girişmiyorlar. Elbette şükürcülük ve tevekkülün yanlış anlaşılması ve yaşanması da etken.

biz de bu sene yeni ev alınca yaptıralım dedik. Axa sigortanın Evim Sigortası nı yaptırdık.250 tl masraf tuttu.

www.axasigorta.com.tr

Sigortanın kapsamına bakınca baya mantıklı geliyor.

Genel olarak az yapılmasının sebebi belki reklamlarının çok olmaması olabilir.

Araci cektirin, suc onun oldugu icin cekici parasini o odesin. Boyle sorumsuzluk mu olur?

Trafigi arayip plakayi verin. Bak nasil hemen cekiyorlar.

Valla hemen çekmiyorlar. Trafiği arayıp kayıtlı telefon numarasını isteyin. Vermezlerse buyurun çekin o zaman dersiniz.

ama araç apartmanın yanındaki apartman sakinlerine ait otoparkta, sadece bizimkinin önünde duruyor, yine de çekerler mi? ha yol kenarı tabi o ayrı. iki gündür taksi kullanmak zorunda kalıyoruz ama yani acil bişi olsa filan taksi bul et, dert.

Siz telaşlı bir şekilde trafiği arayıp çıkmanız gerektiğini, hastanız olduğunu belirtin. Israrla arayın. Tescile kayıtlı numarasını isteyin, vermezlerse gelip çekin o zaman dersiniz.

polisi ara adamın hayatından endişe ediyoruz falan de evine girsinler. belki gerçekten öldü :/

kurtarıcı çağır yana çeksin.

iyi sabırlıymışsınız valla. arayın trafiği çekerlerse çektirin olmazsa söylendiği gibi kurtarıcıyla az öteye aldırın.

polisi arayın. adamın evi olduğunu düşündüğünüz yere gönderin. adam ölmüş olabilir cidden :/

Aynen, böyle bir vak'ada aynı o şekilde yapacaksın. Öte yandan teröristlerin olay yeri incelemesini sokakta gördükleri bir adamdan aldıkları bilgi kadar tutup gitmesi de hiç inandırıcı değil. Kendisi gezer, inceler.

paranoyaklıksa paranoyaklık. ben olsam bildiririm bir karakola gidip. evet hepimiz manyak olduk ama ya işe yararsa?

hacimden kasıt kredi + mevduat mı (çalışma büyüklüğü)? yoksa kredinin bilançodaki büyüklüğünü mü soruyorsun?

sormaya çalıştığın şey kaldıraç oranı ise 10 katıdır.

Arkadaşlar merak ettiğimi açıklayayım, mesela x bankası bddkya bağlı bir Türkiye bankası diyelim. Kasasında 100 milyon tlsi var. Mesela kurallara göre bu banka gelen müşterilere ne kadar kredi verebiliyor toplamda? Bunun bi kuralı varmı bunu merak ediyorum..

(bkz: sermaye yeterlilik oranı)

kap.gov.tr adresinden her bir bankanın bilançosuna erişebilirsiniz. bilançodan, ilgili bankanın bilanço tarihi itibarıyla nakdi ve nakdi olmayan kredi hacmi ile toplam mevduat rakamına ulaşabilirsiniz.


"Mesela kurallara göre bu banka gelen müşterilere ne kadar kredi verebiliyor toplamda? Bunun bi kuralı varmı bunu merak ediyorum.."
sorunuzla ilgili olarak: (bkz: zorunlu karşılık oranları)

Şehit'in anlamı Allah yolunda Allah için ölen kişi demek. Sayılıp sayılmayacaklarını biz bilemeyiz :)

Devletin kullandığı şehit dini bir şey değil pek.

ama bunun bazı kıstasları oluyordu devletinkinin farklı bir şey olduğunu biliyorum tabii ki allah bilir ama bizde bişeyler diyebiliyorduk yani bu konuda

gecenlerde yozdil devlet artik kimseyi sehit saymiyor gibisinden birseyler yazmisti

compu allaha üyelik filan verdi galiba...

allahin varligi süpheli bir de gelip onun adina konusan sarlatanlara güvenmek sacmalik.

devlet benim bildigim kadariyla basinda filan sehit derken sistemde saymiyor.

şehit değil ama bildiğim kadarıyla terör saldırısında öldükleri için terör mağduru olarak sayılıyorlar ve ailelerine birtakım haklar tanınıyor.

örneğin eğer işsiz varsa devlette istihdam ediliyor, maaş bağlanıyor, çocuklar yetimse burs vs gibi hakları var. tabi yaralara merhem olur mu? olmaz. miktarlar yeterli mi? değil.

Artık terör saldırılarında ölen siviller de devlet tarafından "sivil şehit" sayılıp; yakınları bu durumdan doğan hakları kullanabiliyorlar.

3. Şehîd-i Uhrevî Kime Denir?

Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir. Şehîd-i kâmil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler.

Bundan başka şu kimseler de âhiret şehîdi sayılır:

* Suda boğulanlar.

* Ateşte yananlar. (İbnu Mace, Cihad, 17)

* Enkaz altında kalanlar.

* Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.

* Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.

* İlim yolunda ölenler.

* Ciğer hastalıklarından ölenler.

* Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.

* Baş ağrısından ölenler.

* Karın ağrısından ölenler.

* Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.

* Cuma gecesi ölenler.

* Gurbet ilde vefat edenler.

* Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler...

insanlar öldü. şehit desen nolur demesen nolur. hele ki gittiğin yerde anlatılan bişe olmadıktan sonra istersen senior martyr de.

Haksız yere öldürüldükleri için sayılıyor olma ihtimalleri var.

şehitlik kavramı insanlar çok düşünmeden, isteyerek ölebilsin; geride kalanlar da çok ağlayıp zırlamasın, bozgunculuk yapıp şanlı devletine zorluk çıkarmasın diye uydurulmuş saçmasapan bir şeydir. vatanı, ideali, inandığı şey uğruna canını veren insan zaten kendi öz tatminini sağlar ve muhtemelen çevresindekilerin de saygısını, sevgisini kazanır.

kimse patlamada veya savaşta öldüğü için cennete gitmiyor, sadece siz öyle olduğuna ve boşuna ölmediğinize inanmak istiyorsunuz.

söylediklerim yanlış anlaşılmasın; ben bu şehitlik gibi kavramları kullanarak insanları manipüle eden şarlatanlara saygı duymuyorum. sadece bu ülke için canını vermiş olanlara değil, ideali uğruna ölümü göze almış çoğu insana büyük saygı duyarım. cihangir solcusu deeelim. ama işte diyorum ya geçin bu şehit ayaklarını falan. polis, arabayla daşşak gezdirirken bomba patlıyor, hoop şehit. la bsg. adamcağız öldü gitti işte. ne şehidi.

birisi de çıkıp dememiş, şehitlik kavramı tamamen uydurmasyon bir şey diye. sorunun cevabı da burada saklı.

Pardon gençlik, daha uygun bir yanıt buldum dinen:

2. Şehîd-i Kâmil Kime Denir?

Hem dünya hem de âhiret itibariyle şehid sayılan kimselere, şehîd-i kâmil denir. Bunlar muharebede öldürülenler, yahut âsiler, eşkıyalar, anarşistler veya evinde hırsızlar tarafından gadren ve zulmen öldürülen kimselerdir.

Bir Müslümanın şehîd-i kâmil sayılabilmesi için altı şart lâzımdır:

1. Müslüman olmak.

2. Akıllı olmak.

3. Bâliğ olmak.

4. Cünüp olmamak, hayız ve nifas hâlinde bulunmamak.

5. Vurulmanın akabinde hemen ölmüş olmak. Vurulduktan sonra, ölmeden önce, yeyip içer, tedavi görürse, vurulduğu yerden başka tarafa taşınırsa veya üzerinden bir namaz vakti geçecek kadar yaşarsa, kâmil şehidlik kısmından çıkar. Uhrevî şehîd olur.

6. Öldürülmüş olmasından dolayı, öldüren kimseye kısas icab etmek. Yani, kasden öldürülmüş olmak. Hatâen öldürülme durumlarında, katile kısas vâcib olmadığı için, maktûl şehîd-i kâmil kısmına girmez.

Şehîd-i kâmiller, yıkanmadan kanlı elbiseleri ile gömülürler. Hz. Ömer (ra) ile Hz. Ali (ra) de bu şartlardan biri bulunmadığı için yıkandılar; Hz. Osman (ra) ise, yıkanmadan gömüldü.